Yağmurlu bir Karşıyaka gecesinde alaybeyden çarşıya yürüyoruz.89 yılıydı sanırım.Yeni çıkmış atkıları boynuna sarmış iki delikanlıyız.Cebimizde az para bol heyecan var.Öyle ki ıslanan tenimizde sanki buharlaşıyor yağmur damlaları ve bu bizim umurumuzda bile değil.Deplasmana gidiyoruz…
Çarşı şimdi ki çarşı değil ki.sadece cami sokağında hareket var.Birde sahildeki kahvede birkaç gecikmiş adam.Biralarımızı zulalamışız zaten bulamayız kaygısıyla.Küçük kutu biralar var henüz…hergelede yaklaşık 40 kişi var. 2 yıl evvelin binlerce kişilik deplasmanlarından sonra çok az geliyor bu bize.Canımız sıkılıyor.En büyük olma iddiamız var yüreğimizde.Her yerde en kalabalık olmayı istiyoruz.Acemilik en büyük düşman…2 otobüsün geleceği söyleniyor.Hareket saati çoktan gelmiş ama her zaman ki KSK klasiği tık yok kimsede…bir sigara yakıp arkadaşlara yanaşıyoruz.Ufaktan marşlar mırıldanıyor bizimkiler…bir süre sonra Ortabaş Hakan beliriyor.henüz o da genç bizim gibi.Elinde birkaç kağıtvar.Telefon edecek yer arıyoruz.Malum cep telefonuna daha 11-12 sene var…hey gidi zaman.Sabırsızlık kan olup akıyor damarlarımıza.Bir çıksak artık şu yola.Bir taraftan da korkuyorum.Evden anlayacaklar kaçtığımı diye.2 hafta evvel Ankara’ya kaçmışım evdekilerle bozuğuz…
Geçen her araç umut olup geliyor,öfke olup geçiyor. 2 saate yakındır bekliyoruz ve bu arada sayımız 60 -65 olmuş.Artık umutsuzluğu büyüyor herkesin.Sonunda Ortabaş görünüyor. Kan ter içinde sahile doğru geliyor..Kısa bir süre sonra 22 kişilik bir dolmuş yanaşıyor.Ortabaş bağırıyor.Hadi beyler.Herkes şok olmuş durumda.Klasik yönetim taraftar gerginliği dönemi ve kendi olanaklarımız kullanıyoruz. 22 kişi! hadi bakalım bin binebilirsen…neyse şanslı 35-40 kişiden biri oluyoruz. Kalanların çoğu Eskişehir kadar kucak kucağa gitmek istemeyen normal insanlar.Yola çıkıyoruz.Radyolar kapanmış çoktan…saat 02 olmuş…ilk kaset belli.”kimbilir bu gidişin dönüşü olacak mı”.Alkoller çıkıyor.Aracın içi bir duman bulutuna bürünüyor.Herkes ne sorunları bırakmış gelmiş.Aşk bu işte.Orada olan o adamların hepsiyle aynı şeye sevdalanmışız.Biricik aşkımız Karşıyakamız için o saatte o şartlarda yollardayız…sana geliyoruz aşkımız….canımız Karşıyakamız…
Alkolün etkisiyle şarkılar patlatıyoruz.Görende şampiyon olduk sanır ama aslında ligde iyi durumda değiliz.Uşak yakınlarında bizimkiler para vermezseniz gitmem evime geldim ben diyen şoförü 2 kez dövüyor ve kendisi ikna oluyor…bir bakıyoruz ki yolda bir fotoğrafçı var.fujicolor bir Japon kadın levhası…Ortabaş hemen atlayıp otobüse dahil ediyor…makara belli artık.Şoförde alışkanlık oluyor sürekli ikna etmek gerekiyor.Çok zaman kaybediyoruz ve 9 saatte Eskişehir’e varıyoruz.Daha ne oldu demenden bir ordu polis var.Önce biri biniyor diğer araçlar nerede diyor.Polisi inandıramıyoruz.Sonra diyor amirimiz konuşacak.Alkol şişeleri ve emanetler saklanıyor derken bol pırpırlı bir polis biniyor.Diğer polisler sus pus oluyor.Tam çattık derken adam başlıyor konuşmaya” bana bakın bunları yenmeden dönmeyin sakın.Ben öz Karşıyaka çocuğuyum.15 gün önce geldim buraya..Şimdi polis dinlenme tesislerine gidiyoruz.Bir şeyler yiyelim”. Bu fırsat kaçmaz…fujicolor kadın da bizimle geliyor elbet. Derken maç saati geliyor ve polis aracıyla maça gidiyoruz. Kalabalık sıkışıklık derken bir şekilde o da maça giriyor ve elbette Eskişehir atkısıyla…stad ful ve hepsi deliriyor elbet.Polis öyle yumuşak ki resmen rica ediyor.Nedenini anlıyoruz tabi.
Saffet sancaklı Eskişehir de gol üstüne gol kaçırıyor.Seyirci kuduruyor.Biz ise Çanakkale geçilmez.1 puan altın gibi.Son dakikada bir karambol bizim kale önünde.tamda önümüzdeki kalede vuruyorlar çizgide yerde yatan saffetin g.t den dönüyor.Onlar yanarken biz şarkı yakıyoruz anında” g.t sevdiğimin saffeti”…
Maç 0-0 bitti ve dışarı çıktığımızda bizim dolmuşun döndüğünü gördük…ortada kalmıştık…bundan sonra çektiklerimiz ayrı bir yazı konusu olur ama ne önemi var ki?biz yola Karşıyakamız için çıkmıştık.Aşkı yaşamaya koşmuştuk.Kış falan vız gelmişti bize.Sonuçta önemsizdi.Yenilseydik daha mı az sevecektik?.İşte Karşıyakalıyı özel yapanda bu değil mi?Bugünde gece saatlerinde aç karınlarla,bir paket sigara biraz alkolle bu aşk uğruna yollara düşen o çocuklar yok mu?Tıpkı bizden öncekiler gibi.İşte büyüklüğü burada aramalı.Her deplasmana çıkışımızda o çocuklar ve sıkıntıları gelir aklıma.Ben o çocukları çok seviyorum.Dillerinde şarkılar tanıdık.Aşkımız tanıdık.Suçlu ilan edilseler de kimi zaman çektikleri çileler tanıdık.Şarkılarını her duyduğumda hangi tribünde olursam olayım eşlik ediyorum.Pek de yakışıyor onlara.”DUYSUN ALEM BÖYLE AŞKI,BU ALEMDE KRAL ÇARŞI”
Yazan:Müjdat Bilgiç
|